Kaş Tasarımı

ALTIN ORAN NEDİR?

( WHAT IS GOLDEN RATE )

‘Yüzümüzdeki altın oran’dan bahsetmeden önce; ‘Altın Oran’ ve ‘Fibonacci Spirali’ konularından biraz bahsetmek istiyorum.

Aslına bakarsanız Altın Oran’ın insanlar tarafından ne zaman keşfedildiğine dair kesin bir bilgi mevcut değil. Milattan önceye dayanan; sanatta, mimaride, doğada hatta uzayda her yerde karşımıza çıkan sabit bir sayıdan bahsediyoruz. Bu sayı yaklaşık olarak 1,618’e tekabül ediyor ve genellikle eski Yunancada ‘Phi’ (fi diye okunur) ile gösterilir.

Altın oran; fibonacci serisi olarak adlandırılan sayısal bir modele göre belirlenir. İtalyan matematikçi Fibonacci’nin bulduğu bu sistemde, her sayı kendisinden önce gelen iki sayının toplamına eşittir. ‘Evrenin doğal numaralandırma sistemi’ olarak bilinen Fibonacci Serisi:

Bir fibonacci sayısı kendinden önceki sayıya bölünürse, irrasyonel bir sayı olan 1,618 çıkar. İşte bu sayı ALTIN ORAN’dır.

Altın Oran, büyüme faktörü olarak kullanıldığında ise ortaya çıkan görüntü, doğada çok aşina olduğumuz ‘Logaritmik Spiral’dir. Buna ‘Mucizevi Spiral’ de denir.

SANAT ve MİMARİDE ALTIN ORAN:

Eski Mısırlılar ve Antik Yunanlılar’dan tutun da günümüz mimari projelerinde bile altın oran kullanılmaktadır.

  • Bundan 3 bin yıl kadar önce Mısır Piramitlerinde ve Atina’daki Parthenon Tapınağında bu orana sadık kalındığı bilinmektedir.
  • Rönasans döneminin dahi sanatçılarından Leonardo Da Vinci de tablolarında, heykellerinde mükemmel denge ve estetiği yakalamak için altın oranı kullanmıştır. En meşhur portresi ‘Mona Lisa’ da altın oran bulunmaktadır. Ayrıca, ‘Son Yemek’ adlı dünyaca ünlü eserinde, İsa’nın ve havarilerinin oturduğu masanın boyutlarından, arka duvar ve pencerelere kadar resmin bir çok noktasında altın oran kullanılmıştır.
  • Mimar Sinan da bir çok mimari esrini bu orana ve fibonacci spiraline sadık kalarak yapmıştır.

 

DOĞADAKİ ALTIN ORAN:

İlginç bir şekilde dünyadaki en ufak mikroskobik varlıktan dev yapılara, büyük doğal varlıklara kadar tüm sistemde 1,618 sabit oranı bulunmaktadır. Bazı bilim insanları tarafından doğadaki altın oran, ‘Allah’ın Tabiattaki Mührü’ olarak da adlandırılmaktadır.

  • Çam kozalağı
  • Kar tanesi
  • Deniz kabuğu
  • Salyangoz
  • Örümcek Ağı

Kısacası, doğada, genişleyen spiral şeklini gördüğünüz her yerde aslında bir altın oran vardır.

YÜZÜMÜZDEKİ ALTIN ORAN

Aslına bakarsanız birçoğumuzun yüzünde altın oran zaten doğuştan vardır. Fakat aşırı kilo alımları veya kontrolsüz zayıflama, geçirilen bazı hastalıklar veya deformasyonlar sonucunda yüzümüzde belirginleşen asimetriler oluşabilir. Kontrolsüz yapılan estetik işlemleri, aşırıya kaçılan dolgu-botox uygulamaları veya yaşlılık nedeniyle cildin sarkması gibi faktörlerle zaman içerisinde yüzümüzdeki denge bozulabilir ve bu da görsel açıdan gözümüze kötü görünmeye başlar.

Yüzümüzde duyu organlarının yerleşiminde  yatay ve dikey oranlarda altın oran vardır.

  • Yüzün boyunun / yüzün genişliğine oranı = Altın Oran (1,618)
  • Kaşımızın boyunun / Kaşın kavisine oranı (başlangıçtan kavise kadar) = Altın Oran
  • Ağız boyunun / Burun genişliğine oranı = Altın Oran
  • Göz aralığımız / Kaş aralığımız= Altın Oran
  • Öndeki ilk dişin genişliği /Merkezden ikinci dişin genişliğine oranı = Altın Oran

ALTIN ORAN KAŞ TASARIMI

Önceki yazılarımızda uzun uzun anlattığımız gibi, ‘altın oran’ baz alınarak yapılan kaş tasarımı yüzünüzü çok daha genç, güzel ve dinamik gösterecektir.

Yüzünüze en uygun uzunlukta, kalınlıkta ve kaviste tasarlanmış kaşlar sizin ideal altın oran kaş tasarımınızdır. Bu tasarım yapılırken, yüz hatlarınız, alın genişliğiniz, iki göz arasındaki mesafeniz, burnunuzun boyu ve genişliği gibi birçok etken göz önüne alınarak ölçümler ve çizim yapılır.

‘Altın Oran Kaş’ deyince aklınıza tek bir kaş şekli gelmemelidir. Adı üstünde, bu sadece bir orandır. Altın oranlı bir kaş, kişinin yüzüne uygun olarak; kalın, ince, düz, kavisli vs farklı farklı şekillerde olabilir. Bu yüzden başkasında gördüğümüz ve onun yüzünde çok beğendiğimiz bir kaş şeklini körü körüne istemek ve kendi kaşımızı o şekle dönüştürmeye çalışmak ve bu uğurda ana kaşları tahrip etmek doğru bir yaklaşım değildir.

Size en çok yakışan kaş;

Kendi kaş kıllarınız yok sayılmadan tasarlanan kaştır.

Aslında birçoğumuzun, yüz azaları, vücut uzuvları zaten doğuştan altın orana en yakın şekildedir. Kaşlarımız da aynı şekilde altın orana uyumludur. Fakat yanlış kaş alımları ile zamanla kaşlarımızın şekli bozulabilir veya kaşlarımız küsebilir.  Yaşın ilerlemesine veya çok sık kilo alıp vermeye bağlı olarak cildin esnekliğini kaybetmesi gibi birçok sebepten kaşlar zamanla düşük ve asimetrik hale dönüşebilir.

Aslında belli bir noktaya kadar asimetri çok doğaldır. Sadece yüzümüzün değil tüm vücudumuzun sağ ve sol yarısı %100 eşit değildir. Sağ ve sol kaşımız da %100 simetrik değildir ve olmasına da gerek yoktur. Bu yüzden simetri konusunda aşırı takıntılı olmak gerçekçi bir yaklaşım değildir. Yabancı güzellik uzmanlarının çok sık söylediği gibi:

‘ Kaşlarınız ikiz kardeş değildir, sadece kardeştir’

Bunun yanı sıra ilk bakışta göze çarpan belirgin asimetriler güzelliğinizi gölgeler. Rahatsız edici boyutta bir asimetri varsa mutlaka düzeltilmeli veya botox, dolgu veya medikal estetik uygulamalarla kontrol altına alınmalıdır. Aksi halde ilerleyen yaşlarda cildin gevşemesine bağlı olarak bu asimetriler daha da belirgin hale gelecek ve bu da sizi rahatsız edecektir.

Sonuç olarak,

Sizin de kaşlarınızla ilgili şikayetleriniz veya sorularınız varsa bu konuda eğitimli, tecrübesine ve yeteneğine güvendiğiniz bir uzmana kaş tasarımı yaptırabilirsiniz ve kaşınızla ilgili sorularınızı sorabilirsiniz.

 

YÜZÜNÜZE EN ÇOK YAKIŞAN KAŞ ŞEKLİ HANGİSİ

Yuvarlak Yüzlü, Geniş Yanaklı iseniz: İnce, keskin kavisli, yay gibi kaşlardan kaçınmanızı öneririz. Böyle kaşlar yüzünüzü olduğundan daha yuvarlak ve tombiş gösterir. Hafif kavisli veya düz şekillendirilmiş ve hacimli kaşlar tercih edebilirsiniz.

Alnınız dar, yüzünüz küçükse: Çok uzun ve kalkık kaşlarda ısrarcı olmamanızı tavsiye ederiz. Kaş uçlarınız, şakak kısımlarınızda saç diplerinize çok yakın duruyorsa kaş boyunuzu biraz kısaltabilirsiniz. Kaşlarınız çok kalın ve dağınıksa daha derli toplu alınmış, uç kısımları inceltilmiş kaşlar tercih edebilirsiniz.

Yüzünüz kare (köşeli) veya maskülen (erkeksi) hatlara sahipseniz:  Kalın, kavissiz, dümdüz alınmış kaşlardan kaçınmalısınız. Bu yüzünüzü olduğundan daha sert ve yüz hatlarınızı daha keskin gösterecektir. Yumuşak bir kavis verilmiş, kalından inceye doğru hafif geçişli bir kaş yüzünüzü daha zarif gösterecektir.

Kaş-Göz mesafeniz çok kısa ise (Kaşlar düşük, göze çok yakın ise): Dağınık, kalın kaşlardan kaçınmalısınız. Düzgünce alınmış, uç kısımları alttan alınarak yukarı doğru kaldırılmış kaşlar ile gözleriniz daha belirgin ve aydınlık görünür.

Alnınız geniş, yüzünüz oval ise: Kalın, doğal alınmış kaşlar tam size göre.

Kaşlarınıza en uygun şekli vermek her zaman sadece doğru kaş alımıyla mümkün olmayabilir. Bu konuda eğitimli, tecrübeli ve yetenekli bir uzmanın yönlendirmeleriyle;

  • Microblading kıl teknği
  • Kaş Liftingi
  • Kaş kaldırma botoxu, alın botoxu veya göz çevresi botoxu (sadece alanında uzman hekimler yapabilir)
  • Şakak dolgusu veya kaç altı dolgusu (sadece alanında uzman hekimler yapabilir)
  • Kaş kaldırma ile ilgili askılama veya cerrahi işlemler. (Sadece alanında uzman hekimler yapabilir)

Gibi uygulamaları yaptırarak ideal kaşlara kavuşabilirsiniz.

ÖLÇÜLÜ KAŞ ALIMI

 

Günümüzde bir çok kadın ve erkek kaşlarının şeklinden şikayet ediyor ve kaşlarıyla ilgili problemlere çözüm arıyor. Çünkü kaşlar bütün yüzümüzün ifadesini etkiliyor. Bakışlarımızı daha güzel ve anlamlı kılıyor. Düşük kaşlar yüz ifademizi daha yorgun ve üzgün gösterirken, hacimli ve kalkık kaşlar yüzümüzü daha genç ve dinamik gösteriyor.

Birçok durumda aslında gayet güzel ve orantılı olan kaşlar ölçüsüz, özensiz alımlar yüzünden simetrisini kaybediyor hatta zamanla küsüyor ve çıkmıyor. Kaş aldırmak basit bir iş gibi görülse de aslında gelişigüzel yapılmaması gereken önemli bir iştir.

  • Kaşlar, tecrübeli ve eğitimli bir uzman tarafından alınmalıdır.
  • Kaş alımı sırasında hijyen kurallarına en üst düzeyde dikkat edilmelidir.
  • Kaşlar alınmadan önce danışanın yüzü incelenmeli, kaşı ile ilgili beklentisi ve şikayeti dinlenmelidir.

Gelişigüzel, göz kararı şekillendirmeler yerine mutlaka altın oran pergeli, ve gerekli kaş ölçüm aparatları kullanılarak gerekli ölçüm ve işaretlemeler yapıldıktan sonra kaş kalemi ile çizilmeli ve ondan sonra alınmalıdır.

Kaş alınırken; gerekli durumlarda cımbız, ip veya ustura kullanılmalıdır. Kaş ve çevresi alımlarında sıcak sir ağdalar kesinlikle kullanılmamalıdır.